Cumartesi, Ağustos 12, 2006

HATAYI BAŞARIYA ÇEVİRME

Nedense bütün firmalar hata yapmaktan korkar ama hiç düşünmeyiz ki hatalar olmasa bir şey öğrenemez, düzeltemez, dolayısıyla doğruya ulaşamayız. Bu konuda Aeskhylos’un “Kişiyi uzman yapan hatalarıdır” sözü konunun ne kadar önemli ve hatalarımızın bizim için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
İnsan olarak en önemli özelliğimiz hata yapmamız olduğu için durumu en verimli hale getirebilmek adına kesinlikle bütün hatalardan dersler çıkarılmalıyız. Bu hataların, Neden oluştuğu? Neden bu duruma gelindiği? Sorgulamalı, bu durumla tekrar karşılaşılsa nasıl hareket edilmeli ve nelerden kaçınılmalı? Bunları hiç unutmayacak şekilde öğrenmeliyiz. Çünkü bu hataları başkası yapmadığına göre bu bilgileri de başkası bilmiyor demektir. Bilginin öneminin had safhada olduğu dönemimizde de sadece bize özel bir bilginin, tecrübenin değerini ifade edilemez büyüklüktedir.
Son yıllarda hatalardan ders çıkarmanın üzerine fazlasıyla düşülüyor hatta bazı CEO’lar yaptıkları hataları göğüslerini gere gere anlatıyorlar. Örneğin Coca-Cola’nın CEO’su Neville Isdell 2006 yıllık toplantısında çalışanlarına seslenirken “ Bazı başarısızlıklarımızı da göreceksiniz. Tüm bunlar şirketin yeniden kendini bulması sürecinde daha fazla risk almamızın doğal sonuçlarıdır” diyordu. Çünkü onlardan alınan derslerle mükemmel sonuçlara ulaşılıyor.
Gascoigne de “Kabul edilmiş bir yanlışlık kazanılmış bir ZAFERDİR” derken herhalde bize kendi zamanından ışık tutmak istiyordu. Kendi hatalarını bilmek bunları kabul edip ona göre davranmak hazırlanmak gerçek bir zafer olsa gerek. Hata bize yanlışlarımızı görme fırsatı verdiği için çok önemlidir ki bide hatalarımızı başarılara çevirebiliyorsak. Kanıksadığımız hatalarımız gerçek ZAFERLER halini alır.
Denemeliyiz ki hata yapalım, hata yapalım ki yanlışlarımızı görelim, yanlışlarımızı görelim ki düzeltelim, düzeltelim ki BAŞARI’ya ulaşalım.

Mehmet CİHANGİR

Çarşamba, Ağustos 09, 2006

Risk Sermayedarlarından Yatırım Almak İçin İş Planı Nasıl Hazırlanır?

Risk sermayedarlarına gitmeyi düşünmüyorsanız bile bu iş planını mutlaka yapın çünkü fikrinizi, girişiminizi önce kendinize satabilmelisiniz. Bu iş planı ile girişiminizin güçlü ve zayıf yönlerini görme şansınız da olur. Aynada kendini ikna edebilmek gibi birşey yani. İş planınızın özeti kısa olmalı ve hazırlayacağınız demeç iki sayfayı aşmamalıdır. Bu alan içinde bütün iş planınızın özeti yer almalıdır.

İş planınızın temel unsurları şunlar olmalıdır:

1. İşin genel kavramı: İşin kendisini, ürünleri ve satılacak pazarı açıklayın. Tam olarak ne satılacak, kime satılacak, kimlerle rekabet edilecek gibi konularda bilgi verin. Ayrıca sizi rekabette farklı kılan özel rekabet gücünüzü tanımlayın.
2. Finansal özellikler: Önemli finansal noktaları, örneğin satış hedefleri, kârı, nakit akışı ve yatırımın geri dönüşünü öne çıkarın.
3. Finansal gereksinimler: Tam olarak işi başlatıp ve büyütmek için ne kadar sermaye gerektiğini ifade edin. Bu sermayenin nasıl kullanılacağını açıklayın.
4. Nihai durum: Şirketin güncel durumu ve bununla ilgili önemli bilgileri sağlayın (kuruluş tarihi, sahipler, çalışanlar, vs.). Yönetim kurulunun kısa özgeçmişlerini eklemeyi unutmayın.
5. Pazar ve rekabet: Sektörün Türkiye'deki ve uluslararası arenadaki durumunu, pazarın büyüklüğünü, rekabet içinde olduğunuz kurumları açıklayın. Rekabet gücünüz ile ilgili olumlu ve olumsuz yönleri açıklayın.
6. Büyük başarılar: Şirketin başarısı için büyük önem taşıyan gelişmeleri açıklayın. Bu tür gelişmeler; patentler, prototipler, konum avantajı, her türlü ürünün gelişmesi için çok önem taşıyan siparişler veya yaptığınız bir deneme pazarlamasının sonuçlarını kapsayabilir.

Mehmet CİHANGİR

Peki Bir Şirket Nasıl Kurulur?

İlk önce bir yer tutarsın. Sonra telefon bağlatırsın. Sonra masa sandalye gibi malzemeleri alırsın. Bir de çalışanları belirledin mi, işlem tamam diyorsanız, bu yazıyı kesinlikle okumalısınız...
Türkiye'de senelerce "şirket kurma" deyince akla hemen gelen iki şey, masa ve sandalyeydi. Daha sonra zaman içinde bu söyleyişe telefon da eklenmiştir. Yani artık gereken şeyler ikiden üçe çıkmıştır. Peki, güncel terimiyle "globalleşen dünyada" bu üçlü ile ticaret yapmak ne derece mümkündür?Bu soruya hemen yanıt verirsek; artık mümkün değildir! Peki, neler gerekir? Nasıl bir alt yapı kurulmalıdır? Teknolojik olarak yapılabilecekler nelerdir? Bu soruları çoğaltmak mümkündür. Yapılması gerekenler ise aşağıda anlatılmıştır. Yapılacakları şöyle sıralayabiliriz:Güvenli ve sürekli bir internet bağlantısı kurmak
Kötü niyetli kişilere karşı sistemin korunması,
İçerden dışarıya istenmeyen haberleşmenin kesilmesi,
Sürekli ve hızlı bir internet bağlantısı ile mümkün olan tüm haberleşmenin internet aracılığı ile yapılması, böylece hem paradan hem de zamandan tasarruf edilmesi.
Ofis içi e-mail haberleşmesi
Bir insan bir günde belli sayıda telefon ile görüşebilir, ancak binlerce e-mail çekebilir.
Böylece hem zamandan kazanır, hem de e-mail'i kullandığında dikkatini toplayabildiği için daha verimli çalışabilir.

Ofis içi dosya paylaşımı
Bilgisayar dünyasındaki ana mantık gereği, bir belge bir şirkette bir tane olmalıdır.
Ofis içi belge yönetimi
Saklanması, aranıp bulunması, değişikliklerin takibi

Müşteri ilişkilerinin düzenlenmesi ve yönetimi
Müşteriler kim?
Müşteri tarafındaki yetkililer kim?
Müşteri ile yapılan çalışmalar,işler, yani projeler neler?
Bu projelerde bizden ve müşteriden kimler çalıştı, neler yaptı?
Proje sırasında üretilen belgeler neler ve tarihçeleri ne? (Teklif, bilgi notu, istek, fatura vb.)
Toplantı tutanakları, görüşme notları, telefon notları gibi her türlü takibe ve hatırlatmaya yarayan bilgilerin tutulması
Performans raporlarının çekilmesi


İntranet (ofis içi) için portale sahip olunması
Her ofiste bir pano vardır.Bu panoya bilinmesi gerekenler ve mesajlar asılarak bilgi iletilmeye çalışılır. Ofis içinde kurulu, dolayısıyla çok hızlı çalışan bir portal ile tüm ofis içi özel yazışmanın yapılması
Geriye dönük olarak yapılmış tüm yayınların takip edilmesi
Ofis içinde bilginin sadece ilgili kişinin aklında kalmasına engel olunması ve paylaşılarak sürekliliğin sağlanması
Yetki seviyeleri aracılığıyla sadece ilgili kişilerin bilgiye ulaşmasının sağlanması


İnternet (tüm dünya) için bir portal'a sahip olunması
Şirket haberlerininin iletilmesi
Müşterilerin yapılan kampanyalardan haberdar edilmesi
Müşterilerden gelen sorulara yanıt verilmesi ve böylece bir soruya bir kez yanıt verilmemiş olması
Görüldüğü gibi, gittikçe gidiyor...

Peki, yukarıda sözünü ettiğimiz fonksiyonlar için ne gibi araçlar kullanmamız gerekiyor, onları da yeri gelmişken listeleyelim:
İşletim sistemleri
Kelime işlem programları
Tablolama programları
Sunu programları
Tarayıcılar (browser'lar)
Güvenlik duvarı (firewall)
Yönlendirici (router)
Proxy
Web sunucu
E-mail sunucu
ftp sunucu
Müşteri İlişkileri Yönetimi (Customer Relationship Management - CRM)
Portal
Dosya Paylaşımı
Yazıcı paylaşımı
Arşivleme
Görüldüğü gibi bu sıralama da gittikçe gidiyor...Teknoloji hayatımıza her geçen gün daha fazla girmektedir. Bizler, yani şirketlerde çalışanlar, her geçen gün çalışmalarımızda teknolojiye daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Bu ihtiyaç öyle bir noktaya gelmiştir ki, artık bilgisayar olmadan pek çok işyeri çalışamamaktadır. Örnekleme yapacak olursak, araba olmadan işe gidilememekte ya da elektrik olmadan ısınılamamaktadır. Görüldüğü gibi, zincirleme bir reaksiyon ile hayatımıza giren gelişmeler,bizleri belli yollardan gitmeye mecbur kılmaktadır. Burada bize düşen,çözümlerin arasında seçim yaparken zaman ve para arasındaki kazanç dengesini iyi kurmak olmalıdır.Temel olarak, hedeflememiz gerekenin şirket fonksiyonlarını yerine getirmek olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Her yeni çıkan teknoloji, aslında şirketimiz için faydalı olmayabilir. Örneğin; yeni çıkan bir işletim sistemine hemen geçiş yapmak, başlangıçta kullanıcıların kullanım hızını düşürecektir. Peşinden de genelde, geri dönük uyumluluk (backward compattibility) sorunları ile karşılaşabiliriz. Şirketlerin altyapısı gittikçe artan bir oranda teknolojiye bağımlı hale geldiği için, bırakın sistemin çalışmamasını, yavaş çalışması bile, şirketleri doğrudan etkileyecektir. Teknolojiye bakışın, olabildiğince genel ve objektif olması gerekir. Objektif olabilmek ayrıntılı teknik bilgi gerektirir. Eğer kendimiz buna sahip değilsek, gerekli bilgiyi topladıktan sonra, yapılması düşünülen değişikliği sistemimizin bütünü çerçevesinde ve amaca yönelik bir şekilde değerlendirmeliyiz. Unutmayalım ki, her yenilik mevcut uyumu bozma olasılığını da içinde barındırır. Bu riski en aza indirgemek, ancak bütünsel bir bilinç ve bakış açısıyla mümkündür.

Mehmet CİHANGİR

GİRİŞİMCİNİN KORKULARI RİSKLERİ VE ÖNERİLER

Nakit Akışındaki Aksamalar, Piyasa şartları, alacakların tahsilatından dolayı yaşanan zorluklar, işletme giderleri, devlete olan ödemeler, üçüncü şahıs ve firmalara olan borçlar maalesef girişimciyi etkileyen ve sıkıntıya sebep olan unsurlar. Nakit akışı ve mali planlama ile ileriyi görmek, önlem alarak hazırlıklı olmak lazımdır. StresBazı girişimciler strese dayanıklı olup stresli bir ortamda iş çıkarabilir ve mutlu olabilir. Bazları ise stresli ortamlara hiç alışkın değillerdir. Yoğun iş temposu ve bilgi bombardımanı, hızla gelişen teknoloji ve değişimleri takip telaşı, bitmeyen rekabet ve düzelmeyen ekonomi, başarılı olma hırsı, zaman yetersizliği, yetişmeyen işler, trafik, gelecek belirsizliği ve bir sürü sebep... strese sebebiyet veriyor. Çok fazla sorumluluk, fiziksel görüntü konusunda endişe, yetersiz kişisel enerji, mesleki ilerlemeyle ilgili endişe, iş tatminsizliği, dinlenmeye ve eğlenceye zaman ayıramamak, yalnızlık duygusu, reddedilme korkusu, başarısız olma korkusu....yaşanan stresden kaynaklanıyor. YalnızlıkGirişimci karşılaştığı her durumda, aldığı her kararda ve sonuçlarından sorumlu ve yalnız. Güven duyabileceği birilerinin yanında olmasını sağlamalıdır. Yeterli Zamanın OlmamasıHiçbirşeye zaman yetmeyecektir. Yoğunluk, artan tempo, zamana karşı yarış her zaman olacaktır. Gününün her anı ve gecesinde işini düşünecektir.
GüvensizlikYaşadığı ve özellikle de insana bağlı güvensizlik ortamları karşı karşıya kalabilir. Bu arada iş hayatı ve yaşam güvene dayalıdır. Tecrübelerle de bu aşılabilir belli bir oranda…ve belli bir zaman sonra…Çalışamazsa Para Kazanamayacak OlmasıHer şey kendine bağlıdır. Özellikle küçük ölçekli işletmelerde ve de yeni kurulan küçük organizasyonlarda girişimci bizzat her şeyi düşünür ve her şeyi kendisi yapar. Ne kadar çalışır ne kadar konsantre olursa para kazanmak işletmesinin varlığını devam ettirmek kendisine bağlı bir şey olmaktadır. Bunun bazen dezavantajlarını da yaşamaktadır.İşin Çok Çabuk Büyümesiİşin hızlı şekilde birden büyümesi işi batış noktasına sürükleyebilir. Yavaş ama emin adımlarla yükseliş daha makul olacaktır. Kontrol edilemez bir hal almasına izin verilmemelidir. Müşterileri Haberdar EdememeZaman o kadar kısıtlı olmaktadır ki gelişmelerden yeni ürün ve hizmetlerden müşterileri haberdar edememe sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Müşterileri sürekli bilgilendirici bir mailing sistemi, bülten, haber, doğumgünü kutlamaları gibi bilgilerin tutulması ve sürekli güncellenmesi gerekmektedir. Müşteri memnuniyeti her zaman sağlanmalı ve sürekli kılınmalı. Aile Huzurunun Bozulması Girişimci için her zaman iş daha ön planda olmaktadır. Bir yaşam tercihidir aslında bu. Özellikle kendi işini yapan ve hırs edinen girişimciler işten başka bir şey düşünmek istemezler. Sıkıntılı dönemlerde aile desteği yoksa girişimci zor atlatır bu dönemleri. Hayır Diyememek Müşterilere, çalışan personele karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve bu durumda maalesef hayır diyememe gibi zor bir durumla karşı karşıya kalmaktadır. Soğukkanlı, prensipli ama aynı zamanda adil ve doğru davranmalıdır. Hem kendini hem şirketinin hem personelinin menfaatlerini ön planda tutmalıdır. Satıcı/Tedarikçilerle UğraşmaGirişimci her zaman mal ve hizmet aldığı satıcılarla ve tedarikçilerle uğraşmak durumunda kalacaktır ve bu stres kaynağı olacaktır. Yetki devri ile biraz bu tür konulardan uzaklaşmalıdır önemli kararlarda mutlaka kendisi olmalıdır.

Mehmet CİHANGİR

Girişimcilik Kültürü

Küçük ve Orta Ölçekli işletmelerin ve yeni girişimlerin teşvik edilmesinde önemli kriterlerden biri de girişimcilik ruhunun ve kültürünün gelişmesi ve gelişmesine destek olmaktır. Sanayi toplumu sonrası dünyada, dev işletmeler rekabet gücünü kaybeden dinazorlar olarak algılanmakta, sürekli dalgalanan müşteri talepleri, küreselleşme, baş döndürücü teknolojik gelişmeler, hızlanan uluslararası rekabette işletmeler esnek çalışma sistemlerine daha çok gereksinim duymaktadır (Harrison, 1994).Girişimci olmak aslında bir kişilik özelliğidir. Herkes girişimci, herkes patron olamaz. Bilinçlenme, deneyim, kendine güven, cesaret, öngörü ve atılım gerekir.
Beklemek yerine , aktivasyon
Durmak yerine , koşmak
Temkinli olmak yerine, kontrollü risk
Çekinmek yerine, cesaret atılım
Yılmak yerine, baş etmek
Hisseden, yaratıcı, adil, keyif alan, uyum sağlayan, yorulmayan, bir neslin oluşması ve gelişmesi gerekir. Ne kadar çok girişim işletme olursa, zor ekonomik koşullarda bir istihdama sebep olur. Büyük işletmeler dünya ekonomisindeki değişmelere ayak uydurmak açısından küçük işletmelere oranla daha avantajlı durumdaysalar da, bir çok iş alanında küçük ölçekli işletmelerin daha iyi bir ekonomik çözüm olduğu düşünülmektedir. Bunun nedeni, tüketici tercihlerine daha esnek yaklaştıklarından ve çalışanlarıyla daha iyi ilişki içinde olduklarından, değişen pazar koşullarına hızlı adapte olabilecek olmaları, küçük işletme sahiplerinin daha yaratıcı ve dinamik kişiler olarak hem yönetici hem de girişimci rolünü tek başlarına üstlenebilmeleri, kendilerini sistemden soyutlamadan sosyo-ekonomik çevre ve diğer ekonomik birimlerle bütünleşebilmeleri ve böylece birbirlerini kolayca tamamlayan üretim ilişkilerini kolayca kurabilmeleridir (Lapin, 1991 ve Bağrıaçık, 1991).Girişimcilerin nitelikleri şöyle ifade edilebilir:1. Girişimciler, yüksek düzeyde başarı güdüsüne sahip, hesaplı risk üstlenen ve işlerini sonuçlandırmak için kişisel sorumluluk üstlenme eğilimindedirler (Moorhead and Griffin, 1989)2. Girişimciler, gündelik düşünceler, değişen tavırlar ve kendi önyargılarından etkilenmeksizin olayları yorumlayabilme yeteneğine sahip olan ve muhtemel tehlikelerden yılmaksızın hızlı karar vererek harekete geçen bir kişiliğe sahiptir (Hinterhuber and Popp, 1992) 3. Girişimciler, mücadeleye atılma heyecanından zevk alan, bütün tutkusu yaratmak ve büyütmek olan, müşteri ve ürüne bir arada motive olabilen ve becerisini sürdürmenin en önemli yollarından birisinin olumlu tavırlar olduğunu düşünen ve bunları enteresan ve kârlı işlere dönüştüren bir kişiliğe sahiptirler (Farell, 1997)4. Girişimciler, pazarını dünya pazarı olarak algılayan, rekabet düzenini varlığının temel nedeni olarak gören, bilgi değişimi sayesinde değişimle iç içe yaşayan, onu kullanan ve değişimi bir fırsat olarak değerlendiren, geçmiş deneyimlerinden eğitici sonuçlar çıkaran bir eğilime sahiptirler. Girişimci kişilerin yetişmesi veya girişimci ruhunun oluşabilmesi yeni bir kültürün oluşmasını gerektirmektedir. Bu nedenle toplum yapısının, bakış açısının da değişmesi zorunludur. Türkiye’de iş yapabilme zorluğu ve zor ekonomik koşullar insanların daha yaratıcı rekabetçi girişimci ve atılgan olmasını gerektirmektedir. Teknolojinin gelişmesi ve bilgi kaynaklarına daha hızlı ulaşımdan yola çıkarak global ve uluslar arası boyutda girişimciliğin geliştirilmesi özendirilmeli ve teşvik edilmelidir

Mehmet CİHANGİR

Girişimcinin temel özellikleri

Girişimcinin asıl amacı kârdır ne var ki zarar etme riskinin de sahibidir. Türkiye gibi inişli çıkışlı ekonomik ortamlarda ve her zaman kriz faktörünü de göz önüne alırsak işlerin zarar etme riski de olur. İşlerin kötü gittiği anlarda bile yılmadan kriz yönetimi yaparak ayakta kalmayı başarabilmelidir girişimci.
Kendi işinin patronu olmakla beraber işini gerçekleştirirken hem çalışan hem iş veren olmak zorundadır. Hem iyi bir çalışan hem iyi bir yönetici, hem iyi bir patron olmalıdır. Gerektiğinde operasyonu da yüklenmeli, sorunlar karşısında çözümcü olabilmelidir.


Girişimcinin hedefleyeceği gelir oranı, kurduğu işin sermaye yapısına bağlıdır. Girişimci işine başlamadan önce daha belki fikir aşamasındayken iyi bir fizibilite ve iş planı yapmalı, sermayesini doğru belirlemeli, öngörüsünü doğru planlamalıdır. Özellikle finans durumu akışı, geliri giderini iyi hesaplamalıdır ya da tahmin etmelidir.
Girişimci önce işini devam ettirmek zorundadır. Kendi kazancı sonra gelir. Girişimci öncelikle işin gerekliliklerini yapmak personeline, hizmet aldığı kuruluşlara, devlete olan ödemelerine önem vermek durumundadır. Kazancı daha geri planda olmalıdır. Önce işin varlığının korunması sonra kazanç temel kuraldır.
Her girişim, işin ölçeğinden bağımsız olarak iş hayatında önemli bir yer tutar. Hangi ölçekte olursa olsun iş kuran girişimci özel ve kamu sektöründe bir çok ilişkiye girer. İşin büyüklüğü ne kadar farklı olursa olsun ortada bir kuruluş vardır ve hem özel sektörde hem de kamu sektöründe birçok ilişkiyi güvenlilir tutmalı ve iyi ilişkiler sağlamalıdır. İmaj, itibar, güven duygularının inşaası çok zordur ama bir anda kaybetmek çok kolaydır. İlişkilerin boyutu, yaklaşımlar, etik değerler, ahlaki değerler girişimcinin hayatında önemli unsurlardır. Hem yakınındaki şahıslara hem de iş ilişkisinde bulunduğu kuruluşlara karşı bu değerler mutlak surette korunmalıdır.
Girişimci kendi işini kurarken belirli düzeyde bilgi ve deneyim sahibi olmalıdır. Sahip olunan bilgi ve deneyimler kendi işini yürütürken hızla artar. Bilgi ve deneyim işte mutlaka gerekli. Zamanla iş yürürken bu tecrübeler ve öğrenimler hızlı bir şekilde artar, hata yaptıkça ve de başarıya ulaştıkça tecrübelerin değeri çok güçlenir.
Girişimci için “kendine güven” büyük bir silahtır. İş hayatının içinde bu güven giderek artar. Kendine güven her birey için şart. Başarıya ulaştıkça insanları sürükledikçe ortaya bir şeyler çıkardıkça bu güven giderek artacaktır.
Girişimci kendi işini kurarken tüm ön hazırlık ve programlardan öncelikle kendini sorumlu hissetmelidir. İşe başlamadan önce yapılan tüm çalışmalarda kendisini sorumlu hissetmeli ve sonrasında da bu sorumluluk bilinci devam etmelidir.
Kimlerden hangi alanlarda yararlanacağını planlamasını yapmalıdır. İş için ve karşılıklı sağlanacak faydalar nedeniyle iş ilişkisinde olduğu kurum ve kuruluşlar , personel dikkatli seçilmeli ve doğru planlanmalıdır.
Girişimci belirlediği iş fikrinin uygulanabilirliğine önce kendisi inanmalı, gerektiğinde diğer kişileri (aile, ortak, finansör vb.) ikna edebilmelidir. İnanç ve azim olmalıdır. Çevresinde yakınında olan kişileri de bu konuda inandırmalıdır.
İş fikrine inanmalı, bu işi kurmak için yoğun bir zaman ve para harcamaya yetecek motivasyona sahip olmalıdır. Emek, sabır, motivasyon, azim, inanç, güven,zaman ve en azından kendini yaşatacak ve işle ilgili min harcamaları da yapacak parası olmaldır.Ya da yatırım yapacak parası olmalı ama bunu doğru zamanda doğru yerde kullanmalıdır.
Girişimci kendi işini kurmanın getireceği avantajları isterken, zorluklarını değerlendirmeli ve hazırlıklı olmalıdır. Girişimci her türlü iyi ya da zor durumla karşı karşıya kalmaya hazırlıklı olmalıdır. Önemli olan soğukkanlılığını koruyarak, doğru kararları verebilmeli alternatifler üretebilmeli ve çözümcü olmalıdır.
İş kurma süreci başlarken girişimcinin ortaya koyması gerekenler:
Maddi varlıklar,
Cesaret,
Yetenek,
Bilgi-beceri
Yöneticilik
Zaman
Liderlik
Çevre – ilişkiler,
Hayata dair beklentiler
Hedefler
Girişimcinin ihtiyaç duyduğu temel unsurlar:
İş fikri
Girişimcilikle ilgili nitelikler
Yönetsel bilgi ve beceriler
Kaynaklar

Mehmet CİHANGİR

Girişimci Kimdir?

En genel ifade ile girişimci; kâr amacıyla riski üzerine alan kişi olarak tanımlanabilir. Girişimci, mal ve hizmet üretiminin yapılabilmesi için, üretim öğelerini en iyi koşullar altında bir araya getiren kişidir. Girişimci, riski üzerine alarak, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, üretim öğelerinin alımını yapar, bunların bir araya getirilmesi imkanını sağlar. Girişimci kâr amacı güder ancak tek amaç para kazanmak değildir. Ekonomik bir değer ortaya koymaksızın, çeşitli yollardan, başkaları tarafından ortaya konulan ortak değerleri kendi tarafına aktarmanın adı girişimcilik değildir. Ayrıca girişimci, yönetici demek değildir. Girişimcilik için en temel üç faktör; yetenek, cesaret ve bilgidir. Daha geniş kapsamda girişimcide olması gereken özelliklere bakacak olursak;
Kendine güven duymalıdır ve kendisine güvenilen biri olmalı,
Geri adım atabilen ve yeniden başlayabilen birisi olmalı,
Sonuçları değerlendirebilmelidir.mesleki riskleri üstlenebilmeli,
Yaratıcı olmalı,
Cesaretli olmalı,
Bireysel ve aynı zamanda da toplumsal olmalı,
İyimser ve fikir sahibi olmalı,
Sürükleyici ve güdüleyici olmalı,
Başarı için yönlenmiş olmalı,
Fırsatlardan yararlanabilmeli,
Yeniliklere açık olmalı,
İşini seven biri olmalıdır.
Genel bir çerçeve içersinde bakıldığında KOBİ sahipleri bu özelliklerin bazılarına sahipler. Araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler çerçevesinde KOBİ sahiplerinin bu özelliklerini şöyle sıralamak mümkün;
Kuvvetli bir girişim hissine sahiptirler,
Bağımsız çalışmayı arzu ederler,
Mali fırsatlardan yararlanmak isterler,
Toplumsal amaçlar doğrultusunda yatırım yaparlar,
Aile fertlerine istihdam sağlama amacı güderler,
Kendi yetenekleri doğrultusunda mücadele vermek isterler,
Çabuk ve somut sonuçlar beklemektedirler.

Yukarıda sıralanan maddelerden de rahatça anlaşılabileceği gibi KOBİ sahiplerin girişimcilikle ilgili özellikleri taşıdığı söylenebilir. Ancak yeniliklere açık olma da eksik oldukları açıkça ortada. Ayrıca, KOBİ sahiplerinin önemli özelliklerinden olan, bağımsız çalışmayı arzu etmeleri ve kendi yetenekleri doğrultusunda mücadele erme istekleri, KOBİ’lerdeki tek kişi yönetiminin temelini oluşturan özelliktir.Daha öncede söylendiği gibi her girişimci bir yönetici değildir, Girişimcilerin yöneticilik kabiliyetine sahip olma ihtimali yok demek yanlış olacaktır ama yinede bunun geçerli olduğu örnek sayısı çok azdır.

Mehmet CİHANGİR

Yaratıcı Ekipler Oluşturun!

Yaratıcılık ancak olaylara yeni bir gözle ve farklı bir açıdan bakıldığında ortaya çıkar. Bir soruya tek bir doğru cevap istenen işyerlerinde yaratıcılık düzeyi sıfıra kadar iner. Yaratıcı kişinin beyninde her çeşit farklı görüş at oynatır ve o bir soruya çok sayıda cevap üretir.
Bir iş kurarken veya mevcut bir işi yapılandırırken en fazla ihtiyaç duyulan yetenek yaratıcılıktır. Ancak yalnız sizin arayış içinde olmanız, yeni yol ve yöntemler aramanız ve yaratıcı çözümler peşinde koşmanız yetmez. Birlikte çalışacağınız kişilerin de belirli düzeyde yaratıcılığa sahip olması gerekir. Yaratıcı ekipler, her tür işte tutunma ve başarı ihtimalini yükseltir. Özellikle reklamcılık, iletişim, perakendecilik, finans ve bilişim gibi hizmet sektörlerinde yaratıcılık başarının ilk koşuludur. Günümüzde sivil toplum kuruluşlarında da yaratıcılık belirlenen amaçlara ulaşılmasını kolaylaştırıyor.
Bir işyerinde herkes, işleri alışageldiği şekilde yaptığında, yaratıcı fikirler ortaya çıkmaz. Sıkı bir denetim ve disiplin anlayışının egemen olduğu işyerlerinde yeniliklere yönelik yaratıcı fikirlere iyi gözle bakılmaz. 'Eski köye yeni icat çıkaranlara' neredeyse disiplinsiz bir bozguncu muamelesi yapılır.
Yaratıcılık ancak olaylara yeni bir gözle ve farklı bir açıdan bakıldığında ortaya çıkar. Bir soruya tek bir doğru cevap istenen işyerlerinde yaratıcılık düzeyi sıfıra kadar iner. Yaratıcı kişinin beyninde her çeşit farklı görüş at oynatır ve o bir soruya çok sayıda cevap üretir.
Yaratıcı ekibi oluştururken aşağıdaki önerilere kulak vermen yararlı olabilir:
Farklı bakış açısı olanları seç: Ekibinize iş arkadaşı seçerken, sıra dışı düşüncelere sahip ve herkesin göremediğini görebilen kişileri tercih edin. Bu kişiler giyim-kuşam, işe devam ve disiplin konusunda çoğunluğun katlandığı kurallara karşı çıkar ama sen, onları anlayışla karşılayarak yüksek verim almak zorundasın.
Özgür bir tartışma ortamı oluştur: Yaratıcı öneriler, bürokratik ve hiyerarşik bir yapıya sahip şirketlerde yeşeremez. Siz, iş arkadaşlarınızın yeni önerilerine burun kıvırıp, dudak büktüğünüzde yenilikçiler kabuklarına çekilir ve yalnız kendilerinden istenilen şeyleri yapar. İşyerinde demokrasiyi derinleştirecek önlemler aldığında, yaratıcılık düzeyi hızla yükselir.
Yaratıcılığın izini sür: Kafaları yeniliklere dönük olarak çalışan yaratıcı kişiler, dışarıdan bencil, küstah ve ukala insanlar olarak görülür. Sen, yetenekli bir ekip yöneticisi olarak onların gerçek kişiliklerini ortaya çıkarabilirsin.
Kendi kendine motivasyona öncelik ver: Yaratıcı elemanların motivasyonuna özel bir önem verip, gerekli teşvik ve desteği sağladığınızda ekipten gelen orijinal önerilerin sayısı hızla artar. Ancak sizin esas göreviniz insanların kendi kendilerini motive edecekleri bir ortamı oluşturmak olmalı. Kişinin içinde yaratıcı çalışmaya yönelik bir tutku ve yeni bir şey bulmanın heyecanı yoksa, senin dışarıdan yaptığın motivasyon aşısı tutmaz.
Sıcak bir iş ortamı kur: Yaratıcı kişileri işyerinde tutmak için, onların en rahat şekilde fikir üretebilecekleri bir çalışma ortamı oluşturmanız gerekir. Yaratıcı ekibin çalışma ortamı, kuluçkadaki yumurtanın aradığı sıcaklıkta olsun.
Yaratıcılığı hayatın içinde geliştir: Yaratıcı elemanlara, bir serada yetiştirilen nadide bitkiler gibi baktığınızda, beklediğiniz verimi alamazsın. Yüksek verim için bu ekibin, diğer çalışanlarla, müşterilerle ve dış dünya ile bağlantılarını güçlendirmelisiniz.
Sabırlı ol: Yaratıcı ekiplerin yaptığı araştırma ve geliştirme çabalarının sonuç vermesi bazen umulandan daha fazla zaman gerektirir. Girişimci olarak siz sabırlı olacak ve elemanlarını ikide bir sıkıştıramayacaksın.
Aynı dilden konuşmayı sağla: Ekibindeki kişilerin çoğunluğu sıra dışı insanlar olduğu için yönetim sürecinde epey zorlanacaksın. Ekibin aynı dilden konuşması ancak senin alacağın önlemlerle mümkün olacak.
Türkiye'de iş dünyası son yıllarda yaratıcı kişilere ve yeni fikirlere her zamandan fazla ihtiyaç duyuyor.
‘Yeni’nin güçlenmesi toplumun her kesiminde orijinal görüşlere hoşgörü ile bakmakla mümkün olacak. Bu nedenle bize biraz aykırı, komik, uçuk ve marjinal gelse de her fikir ve önerinin tartışılmasına imkan vermek zorundasın.


Mehmet CİHANGİR